Boşanma Davalarında Bilinmesi Gereken Genel Hususlar
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulunun 03.03.2017 T. 2015/2 E. 2017/1 K. sayılı içtihadına göre; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun yürürlüğe girmesinden sonra açılmış olan davalarda tarafların dava ve cevap dilekçeleri ile delil listelerinde sair deliller, her türlü delil, ve sair deliller gibi ibarelerin bulunması halinde tarafların yemin deliline başvurmuş sayılamayacakları ve bu kapsamda hâkimin ispat yükü kendisine düşen tarafa yemin teklifinde bulunma hakkını hatırlatamayacağına karar verilmiş olup dilekçe örneğini hazırlarken bu hususu dikkate almanızı önemle hatırlatmak isteriz.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulunun 03.03.2017 T. 2015/2 E. 2017/1 K. sayılı içtihadına göre; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun yürürlüğe girmesinden sonra açılmış olan davalarda tarafların dava ve cevap dilekçeleri ile delil listelerinde sair deliller, her türlü delil, ve sair deliller gibi ibarelerin bulunması halinde tarafların yemin deliline başvurmuş sayılamayacakları ve bu kapsamda hâkimin ispat yükü kendisine düşen tarafa yemin teklifinde bulunma hakkını hatırlatamayacağına karar verilmiş olup dilekçe örneğini hazırlarken bu hususu dikkate almanızı önemle hatırlatmak isteriz.
YETKİLİ MAHKEME
Boşanma veya ayrılık davalarında yetkili mahkeme, eşlerden birinin yerleşim yeri veya davadan önce son defa altı aydan beri birlikte oturdukları yer mahkemesidir. (4721 S. K. m. 168) Yerleşim yeri, bir kimsenin sürekli kalma niyetiyle oturduğu yerdir. Bir kimsenin aynı zamanda birden çok yerleşim yeri olamaz. (4721 S. K. m. 19)
GÖREVLİ MAHKEME
Görevli mahkeme, aile mahkemesidir. (4787 S. K. m. 4) Boşanmada yargılama, aşağıdaki kurallar saklı kalmak üzere Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununa tabidir: (4721 S. K. m. 184)
GENEL BİLGİLER
“Boşanma” ile “Ayrılık” hukuken aynı şey değildir. Ayrılık kararı verilmesi halinde evlilik birliği devam eder. Hakim, boşanma veya ayrılık davasının dayandığı olguların varlığına vicdanen kanaat getirmedikçe, bunları ispatlanmış sayamaz.Tarafların bu konudaki her türlü ikrarları hakimi bağlamaz. Üstelik hakim, bu olgular hakkında gerek resen, gerek istem üzerine taraflara yemin öneremez. Hakim, kanıtları serbestçe takdir eder. Boşanma veya ayrılığın fer’i sonuçlarına ilişkin anlaşmalar, hakim tarafından onaylanmadıkça geçerli olmaz.
Hakim, tarafların ve çocukların menfaatlerini göz önünde tutarak anlaşmada gerekli gördüğü değişiklikleri yapabilir. Bu değişikliklerin taraflarca da kabulü halinde boşanmaya hükmolunur. Bu halde tarafların ikrarlarının hakimi bağlamayacağı hükmü uygulanmaz.
Boşanma kararı verilebilmesi için, hakimin tarafları bizzat dinleyerek iradelerinin serbestçe açıklandığına kanaat getirmesi ve boşanmanın mali sonuçları ile çocukların durumu hususunda taraflarca kabul edilecek düzenlemeyi uygun bulması şarttır.
Taraflar hazır bulunup, bizzat anlaştıklarını açıklamaz veya hakim tarafların anlaşmalarını uygun bulmaz ise, taraflardan delilleri sorulup, toplanması sonucunda evlilik birliğinin temelinden sarsılmış olup olmadığının hakim tarafından takdiri gerekir. (2. HD. 2008/1912 E. 2009/4076 K.)
Taraflar tek bir konuda anlaşamamış olsalar dahi delil toplanmadan karar verilemez. Bu gibi haller de tarafların iddia ve savunmaları çerçevesinde deliller toplanıp değerlendirme yapılmalıdır. (2. HD. 2004/10763 E. 2004/12274 K.)
Taraflardan birinin istemi üzerine hakim duruşmanın gizli yapılmasına karar verebilir.
Evlilik en az bir yıl sürmüş ise, eşlerin birlikte başvurması ya da bir eşin diğerinin davasını kabul etmesi halinde, evlilik birliği temelinden sarsılmış sayılır. (4721 S. K. m. 166)
Boşanma halinde kadın, evlenme ile kazandığı kişisel durumunu korur; ancak, evlenmeden önceki soyadını yeniden alır. Eğer kadın evlenmeden önce dul idiyse hakimden bekarlık soyadını taşımasına izin verilmesini isteyebilir. Kadının, boşandığı kocasının soyadını kullanmakta menfaati bulunduğu ve bunun kocaya bir zarar vermeyeceği ispatlanırsa, istemi üzerine hakim, kocasının soyadını taşımasına izin verir. Koca, koşulların değişmesi halinde bu iznin kaldırılmasını isteyebilir. (4721 S. K. m. 173)
Boşanma sebeplerinden herhangi biriyle açılmış bulunan davanın reddine karar verilmesi ve bu kararın kesinleştiği tarihten başlayarak üç yıl geçmesi halinde, her ne sebeple olursa olsun ortak hayat yeniden kurulamamışsa evlilik birliği temelden sarsılmış sayılır ve eşlerden birinin istemi üzerine boşanmaya karar verilir (4721 S. K. m. 166)
6284 Sayılı Kanun Madde 1: "Bu Kanun, şiddet mağduru kadınların, çocukların, aile bireylerinin ve tek taraflı ısrarlı takip mağduru olan kişilerin korunması amacıyla alınacak tedbirleri düzenler."
6284 Sayılı Kanun Madde 2: "Bu Kanun, şiddet mağdurları ve şiddet riski altındaki kişiler için geçerlidir."
Medeni Kanun Madde 161: "Eşlerden biri zina ederse, diğer eş boşanma davası açabilir."
Medeni Kanun Madde 165: "Eşlerden biri akıl hastası olup da bu yüzden ortak hayat diğer eş için çekilmez hale gelirse, boşanma davası açılabilir. Ancak, davanın açıldığı sırada bu hastalığın tedavi edilemeyeceğinin sağlık kurulu raporuyla tespit edilmesi gerekir."
Medeni Kanun Madde 162: "Eşlerden biri, diğer eşin hayatına kasteder veya ona pek kötü muamelede bulunur ya da ağır derecede onur kırıcı bir davranışta bulunursa, bu eş boşanma davası açabilir."
Medeni Kanun Madde 163: "Eşlerden biri küçük düşürücü bir suç işler veya haysiyetsiz bir hayat sürerse, diğer eş boşanma davası açabilir."
Medeni Kanun Madde 164: "Eşlerden biri, evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerini yerine getirmemek maksadıyla diğerini terk eder veya haklı bir sebep olmadan ortak konuta dönmezse, terk edilen eş, terkin üzerinden en az altı ay geçtikten ve bu durum devam etmekteyken mahkemeye başvurabilir."
Medeni Kanun Madde 166: "Evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerden her biri boşanma davası açabilir."
Medeni Kanun Madde 174: "Boşanma yüzünden mevcut veya beklenen menfaatleri zarar gören taraf, kusurlu olan diğer taraftan maddi tazminat isteyebilir."
Medeni Kanun Madde 174: "Kişilik hakları saldırıya uğrayan taraf, kusurlu olan diğer taraftan manevi tazminat isteyebilir."
Medeni Kanun Madde 174: "Maddi tazminat, maddi zararların karşılanmasını; manevi tazminat ise manevi zararların telafisini amaçlar."
Medeni Kanun Madde 174: "Tazminat talepleri, boşanma davası ile birlikte veya boşanma kararının kesinleşmesinden itibaren bir yıl içinde açılabilir."
Medeni Kanun Madde 174: "Tazminat talepleri, boşanma kararının kesinleşmesinden itibaren bir yıl içinde açılabilir."
Medeni Kanun Madde 174: "Maddi tazminat, zararın boyutu ve tarafların ekonomik durumları dikkate alınarak hesaplanır."
Medeni Kanun Madde 174: "Manevi tazminat, kişilik haklarına saldırının boyutu ve tarafların sosyal durumları dikkate alınarak belirlenir."
Medeni Kanun Madde 174: "Tazminat taleplerinde, zararın ve kusurun ispatı gereklidir; buna ilişkin deliller mahkemeye sunulmalıdır."
Medeni Kanun Madde 194: "Aile konutu, eşlerin birlikte yaşadığı ve ailenin yaşam faaliyetlerini sürdürdüğü konuttur."
Medeni Kanun Madde 194: "Aile konutunun satışı veya kiralanması eşlerin ortak rızası ile yapılabilir."
Medeni Kanun Madde 194: "Aile konutunun satışı veya kiralanması için eşlerin her ikisinin de rızası gereklidir."
Medeni Kanun Madde 194: "Aile konutunun korunması için tapu kaydına aile konutu şerhi konulabilir."
Medeni Kanun Madde 194: "Aile konutu şerhi, eşlerin birlikte başvurusu üzerine tapu kaydına işlenir."
Medeni Kanun Madde 194: "Aile konutunun devri veya bölüşülmesi, mahkeme kararı ile yapılabilir."
Medeni Kanun Madde 132: "Kadının, evliliğin sona ermesinden başlayarak üç yüz gün içinde evlenmesi yasaktır (iddet süresi)."
Medeni Kanun Madde 132: "İddet süresi, boşanma kararının kesinleşmesinden itibaren üç yüz gün olarak hesaplanır."
Medeni Kanun Madde 132: "İddet süresi bittikten sonra kadın, yeni bir evlilik yapabilir; bu sürenin dolduğuna dair belge alması gerekebilir."
Medeni Kanun Madde 132: "Kadının hamile olmadığının tespiti halinde iddet süresi hakim kararıyla kaldırılabilir."
Medeni Kanun Madde 132: "İddet süresi içinde doğan çocuk, önceki evliliğin sona ermesinden sonra doğmuş sayılır ve soybağı buna göre belirlenir."
Medeni Kanun Madde 175: "Yoksulluk nafakası, boşanma nedeniyle yoksulluğa düşecek tarafa ödenir; iştirak nafakası ise çocukların bakım ve eğitim masrafları için ödenir."
Medeni Kanun Madde 176: "Nafaka, boşanma hükmünün kesinleşmesiyle doğar ve boşanma kararının kesinleşmesinden itibaren bir yıl içinde açılabilir."
Medeni Kanun Madde 175: "Yoksulluk nafakası, boşanma nedeniyle yoksulluğa düşecek tarafa ödenir; iştirak nafakası ise çocukların bakım ve eğitim masrafları için ödenir."
Medeni Kanun Madde 176: "Nafaka miktarı, tarafların ekonomik ve sosyal durumları dikkate alınarak belirlenir."
Medeni Kanun Madde 176: "Nafaka, tarafların mali durumlarındaki değişiklikler göz önüne alınarak artırılabilir, azaltılabilir veya kaldırılabilir."
Medeni Kanun Madde 176: "Nafaka borcunun ödenmemesi durumunda icra takibi başlatılabilir."
Medeni Kanun Madde 335: "Velayet, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder ve ana baba tarafından kullanılır."
Medeni Kanun Madde 336: "Evlilik birliği devam ettiği sürece ana ve baba velayeti birlikte kullanır."
Medeni Kanun Madde 336: "Evlilik birliği sona ermişse, velayet ana veya babadan birine verilir."
Medeni Kanun Madde 337: "Velayet hakkının kullanılması çocuğun üstün yararı gözetilerek belirlenir."
Medeni Kanun Madde 336: "Velayet hakkı ana ve baba tarafından birlikte kullanılır."
Medeni Kanun Madde 346: "Çocuklar, kendi görüşlerinin de dikkate alınmasını talep edebilirler."
Medeni Kanun Madde 348: "Velayet hakkı kullanılırken çocuğun görüşü de dikkate alınır."
Medeni Kanun Madde 335: "Çocuğun bakım ve eğitimi ile ilgili hakları vardır."
Medeni Kanun Madde 348: "Velayet hakkı, ana veya babanın çocukla ilgili yükümlülüklerini yerine getirmemesi durumunda kaldırılabilir."
Medeni Kanun Madde 336: "Evlilik birliği devam ettiği sürece ana ve baba velayeti birlikte kullanır."
Medeni Kanun Madde 348: "Velayet hakkının kötüye kullanılması durumunda velayet hakkı kaldırılabilir."
Medeni Kanun Madde 348: "Velayet hakkı, çocuğun menfaati gerektiriyorsa diğer aile üyelerine verilebilir."
Medeni Kanun Madde 184: "Boşanma dava süreci, davanın açılması, delillerin toplanması, duruşma ve karar aşamalarından oluşur."
Medeni Kanun Madde 184: "Boşanma davası açarken, dava dilekçesi, evlilik cüzdanı ve diğer gerekli belgeler mahkemeye sunulmalıdır."
Medeni Kanun Madde 184: "Boşanma davası sürecinde izlenecek adımlar, dava dilekçesinin verilmesi, delillerin toplanması, duruşma ve karar aşamalarını içerir."
Medeni Kanun Madde 169: "Boşanma davası sürecinde, hakim geçici önlemler alabilir; örneğin, geçici nafaka veya çocukların geçici velayeti gibi."
Medeni Kanun Madde 184: "Taraflar, dava sürecinde dürüstlük ve iyi niyet kurallarına uygun hareket etmekle yükümlüdür."
Çocuk nafakası, boşanma veya ayrılık durumunda ebeveynlerden birinin, diğer ebeveynle birlikte yaşamayan ve 18 yaşından küçük olan çocuklarının bakımı, beslenmesi, eğitimi, sağlık masrafları gibi ihtiyaçlarını karşılamak için ödediği maddi destektir. Ancak çocuğun 18 yaşından büyük olması nafaka ödenmeyeceği anlamına gelmez. Ebeveynlerin 18 yaşından büyük çocuklarına nafaka ödemesi, çocuğun yaşam standardını devam ettirmesi veya eğitim masraflarını karşılaması gibi özel durumlarda mümkün olabilir. Örneğin, bir çocuk 18 yaşından büyük olabilir, ancak halen lise veya üniversite eğitimine devam ediyor olabilir. Bu durumda, ebeveynlerin çocuğun eğitim masraflarına katkıda bulunması gerekebilir. Benzer şekilde, 18 yaşından büyük bir çocuk, özel ihtiyaçları olan bir çocuk ise, ebeveynlerinin çocuğun bakımı ve tedavisi için maddi desteğe ihtiyacı olabilir. Bu durumda nafaka miktarı, ebeveynlerin gelir durumu ve çocuk bakımı konusunda ne kadar sorumlu oldukları da göz önünde bulundurularak, çocuğun ihtiyaçlarına, ebeveynlerin gelirlerine ve diğer faktörlere göre belirlenir. Nafaka miktarı, tarafların anlaşması veya mahkeme kararıyla (delilleri ve uzman görüşlerine dayanarak) nafaka ve miktarını belirlenebilir. Bu nedenle, her bir durum farklıdır ve nafaka ödenip ödenmeyeceği veya ödenecek miktar, tarafların beyanları, mahkeme kararları veya uzman görüşleri gibi faktörlere göre belirlenir. Nafaka miktarı zaman içinde değişebilir, çünkü ebeveynlerin gelir durumu veya çocuğun ihtiyaçları değişebilir. Boşanmış ebeveynler arasında genellikle velayet anlaşmaları yapılır ve bu anlaşmalar kapsamında nafaka yükümlülükleri belirlenir. Anlaşmaya varılamadığı durumlarda ise mahkeme kararıyla nafaka yükümlülükleri belirlenir. Çocuğun ihtiyaçlarına en uygun nafaka tutarının belirlenmesi için nafaka miktarının belirlenmesinde cinsiyet ayrımı yapılmaz. Ebeveynlerin gelirleri ve çocuğun ihtiyaçlarına göre belirlenen nafaka tutarı, nafaka yükümlülüklerini taşıyan ebeveyn tarafından ödenir. Normal koşullarda, nafaka yükümlülüğü, çocuğun anne veya babası tarafından yerine getirilir. Ancak, özel durumlar söz konusu olduğunda, dedeler bile nafaka ödemek zorunda kalabilirler. Örneğin, torunların anne ve babası hayatta değilse ve torunlara bakacak birisi yoksa, dedeler torunlarına bakmak ve onların bakımını sağlamak zorunda kalabilirler. Bu durumda, dedelerin torunlarına nafaka ödeme yükümlülüğü olabilir. Ayrıca, torunların özel ihtiyaçları varsa ve anne ve babaları bu ihtiyaçları karşılamakta yetersiz kalıyorsa, dedeler de torunların bakımına katkıda bulunmak zorunda kalabilirler. Bu durumda, dedelerin ninelerin bile torunlarına nafaka ödemesi gerekebilir.
Çerez Kullanım Uyarısı
Size daha iyi bir kullanıcı deneyimi sunabilmek için çerezler kullanıyoruz. Detaylı bilgi için kişisel verilerin korunması hakkında açıklama metnimizi inceleyebilirsiniz.