Kentsel Dönüşüm Nedir?

Kentsel Dönüşüm Nedir

Anayasa'nın 56 ncı maddesi; herkesin sağlıklı, dengeli ve güvenli bir çevrede yaşama hakkına sahip bulunduğunu hükme bağlamakta ve Devlete bu hususta görevler yüklemektedir. Yine Anayasa'nın 23 üncü maddesine göre Devlet, "sosyal ve ekonomik gelişmeyi sağlamak, sağlıklı ve düzenli kentleşmeyi gerçekleştirmek" ile görevlidir.

Bilindiği üzere, Ülkemizin çok mühim bir kısmı, başta deprem olmak üzere tabiî afetlerin riski altındadır. Buna rağmen, mevcut yapıların büyük bir kısmının muhtemel afetlere karşı dayanıklı olmadıkları ve orta şiddetteki bir depremde bile ağır derecede hasar görüp yıkıldıkları, bundan dolayı sosyo-ekonomik problemlerin yaşandığı ve Devletin beklenmedik bir anda büyük malî külfetler ile karşı karşıya kaldığı bilinmektedir. Onbinlerce insanın ölümüne ve çok yüksek malî kayıplara sebebiyet veren ve 1999 yılında Marmara Bölgesi'nde vuku bulan büyük deprem felâketleri, müteakip depremler ve en son olarak 2011 yılında Van'da meydana gelen deprem ile bu gerçek acı bir şekilde ortaya çıkmıştır. Ülkemizin bazı yerleri ve buralardaki yerleşim merkezleri hâlen çok yüksek deprem riski altındadır. Örneğin, İstanbul'un yakın bir zaman içinde çok şiddetli bir depremle karşı karşıya kalacağı, bu hususta ihtisas sahibi bilim adamlarınca ifade edilmektedir. Bazı yerleşim merkezlerinin jeolojik durumu ve zemin özellikleri ise, buralarda iskânın tehlikeler arz ettiğini ve afet riski altında bulunan bu yerleşim merkezlerinin bir an önce bulundukları yerlerde dönüştürülerek buralardaki iskânın yeniden düzenlenmesini ve hatta bunların başka yerlere nakledilmesini zarurî kılmaktadır.

Yürürlükteki 7269 sayılı Umumi Hayata Müessir Afetler Dolayısiyle Alınacak Tedbirlerle Yapılacak Yardımlara Dair Kanun, afet tehlikesine maruz kalmış veya kalması muhtemel bölgelerin tespit edilip "afete maruz bölge" olarak ilân edilmesini öngörmekte ve böylece "afete maruz bölge" olarak ilân edilen yerlerdeki meskenlerin ve işyerlerinin afet tehlikesinden masun yerlere nakledilmesi, bahsedilen Kanundaki usûl ve esaslara göre yürütülmektedir. Deprem afetine ve diğer afetlere maruz kalabileceği ilmî ve teknik araştırmalar ile sabit olan yerlerdeki iskânın kaldırılması ile başka yerlere tahliye ve nakli işleri, etraflı çalışmaları ve büyük harcamaları gerektirmekte, bu masrafların karşılanmasında zorluklar bulunmakta ve 7269 sayılı Kanuna göre belirli bir yerin "afete maruz bölge" ilân edilmesi, bu bölgede normal hayatın akışını aksatmakta, "olağanüstü" bazı tedbirlerin alınmasını gerekli kılmakta ve sosyal problemlere de yol açmaktadır. Bu sebeple, afetler bakımından risk taşıdığı ilmî ve teknik araştırmalar ile belirlenmiş bölge ve yerler için 7269 sayılı Kanuna göre "afete maruz bölge" karan alınmasına gerek olmaksızın, buralardaki meskenlerin ve işyerlerinin öncelikle "gönüllülük" esasına dayanılarak dönüştürülmesine ve gerekirse başka yerlere nakline imkân sağlayacak yeni kanunî düzenlemelere ihtiyaç duyulmaktadır.

Anayasa'dan kaynaklanan ve yukarıda bahsedilen Devlet görevleri ve ihtiyaçlar gözetilerek hazırlanan düzenlemelerle, öncelikli olarak 7269 sayılı Kanundaki "kanunî mecburiyet" esası yerine, afetler karşısında riskli bulunan alanların ve buralardaki yapıların mâlikleri ile anlaşma sağlanarak bu riskli yapıların yıktırılıp bu alanların dönüştürülmesinde ve yeniden yerleşimin temin edilmesinde "gönüllülük" esası getirilmekte; ancak, bu esasa uymayanların yapılarının Bakanlık veya İdarece yıktırılması ve riskli yapılar ile alanların tahliyesi suretiyle uygulamada bulunmak da öngörülmektedir.

Riskli alanların dönüştürülmesi, mülkiyet hakkını ve mülkiyetin dışındaki sınırlı aynî hakları etkileyeceğinden; Tasarıda bu hususta düzenlemelere yer verilmiştir. Ayrıca, Tasarının öngördüğü dönüştürme uygulamaları için uygun arazilere ihtiyaç olacağından, Hazinenin ve diğer kamu kurum ve kuruluşlarının taşınmazlarından ihtiyaç duyulanların dönüşüm hizmetleri için tahsis edilebileceğine ilişkin düzenlemelere gerek görülmüştür.

Diğer taraftan, riskli alanların dönüştürülmesine ilişkin uygulamalar için büyük malî kaynaklara ihtiyaç bulunduğundan, çeşitli kalemlerden oluşan "Dönüşüm Gelirleri" düzenlenmiş ve dönüştürme hizmetleri için gerekli görülen diğer hükümlere yer verilmiştir.

Kanun sayesinde, başta deprem olmak üzere tabiî afetler sebebiyle meydana gelmesi kuvvetle muhtemel can ve mal kayıpları önlenecek; mülkiyet haklarına saygı, sağlıklı ve düzenli yerleşme, daha az maliyet ile en fazla sosyal faydanın temin edilmesi, kaynakların plânlı, sağlıklı ve verimli kullanılması ilkelerinin hayata geçirilmesi de mümkün olacaktır.

Tasarıdaki düzenlemeler, dönüştürme, yeniden yerleştirme ve yapılaşma hizmetlerinin Devlet ve ilgili kamu kurum ve kuruluşları eliyle belirli bir plân, program ve düzen içinde gerçekleştirilmesini öngörmektedir. Bundan dolayı Tasarı, belirli bir yerleşim merkezinin karşı karşıya olduğu afet tehlikesinden haberdar olanların ferdî teşebbüsleri ile afet tehlikesinden masun olduğunu düşündükleri ancak böyle olmayabilen bölgelerde yetersiz yapı teknikleri ile inşa edilen yapılara taşınmaları suretiyle meydana gelen ve gelebilecek olan düzensiz yapılaşmaların ve böylece yol açılan israfın da önüne geçecektir.

Özellikle belirtilmelidir ki afet riski altında olduğu kabul edilen yerlerde deprem afeti meydana gelmeden önce buralardaki meskenlerin, işyerlerinin ve sanayi tesislerinin yeni alanlara nakledilmesi sayesinde, yerleşme ve yapı emniyeti temin edilecek ve muhtemel can ve mal kayıpları ile iktisadî ve sosyal diğer zararların en aza indirilmesi mümkün olacaktır. Ayrıca, hâlihazırda yaşanabilirlikten uzak, köhnemiş, can ve mal emniyeti bakımından riskli ve görüntü itibari ile de çirkin olan yapılaşmalar ortadan kaldırılabilecek, estetik yapılar inşa edilecek ve halkın daha sıhhatli ve emniyetli şartlar altında ikameti de temin edilecektir.

Tasan, afet meydana geldikten sonra "yara sarma" değil de, "yara almama" anlayışına dayanmakta; böylece Anayasadaki "sosyal hukuk devleti" ilkesinin hayata geçirilmesi için önemli ve etkili bir adım atılmasını temin etmektedir.

6306 Sayılı Kanun Kapsamında Riskli Yapı Tespit Süreci

6306 Sayılı Kanun Kapsamında Riskli Yapı Tespit Süreci

1. Risk Tespiti Talebi

Evin sahibi veya malik, yapısının riskli olup olmadığını öğrenmek amacıyla Kentsel Dönüşüm Başkanlığı tarafından lisanslandırılmış bir kuruluşa başvurur.

Gerekli Belgeler: Kimlik belgesi, tapu belgesi, yapı ruhsatı (varsa), yapı projeleri (varsa).

Süre: Talep ve başvuru işlemleri genellikle birkaç gün sürer.

riskli yapı tespiti, kentsel dönüşüm başvurusu, lisanslı kuruluş, riskli yapı belgeleri

2. Riskli Yapı Tespitinin Yapılması

Lisanslı kuruluş, yapının riskli olup olmadığını belirlemek için yerinde inceleme yapar ve gerekli testleri (örneğin, beton dayanıklılığı testi) uygular.

Rapor Hazırlama: İncelemeler ve testler sonucunda riskli yapı tespit raporu hazırlanır.

Süre: Raporun hazırlanması genellikle 2-3 hafta sürer.

beton dayanıklılığı testi, riskli yapı incelemesi, riskli yapı raporu

3. Raporun İlgili Kuruma Sunulması

Hazırlanan riskli yapı tespit raporu, malikler tarafından Kentsel Dönüşüm Başkanlığı veya ilgili belediyeye sunulur.

Onay Süreci: Rapor, Başkanlık veya belediye tarafından incelenir ve onaylanır.

Süre: Onay süreci genellikle 1-2 ay sürer.

riskli yapı raporu sunumu, kentsel dönüşüm onay süreci, belediye onayı

4. Riskli Yapının Tescili ve Bildirimi

Onaylanan rapor, tapu müdürlüğüne gönderilerek taşınmazın tapu kütüğüne "riskli yapı" şerhi işlenir.

Maliklere riskli yapı bildirimi yapılır.

Süre: Tescil ve bildirim işlemleri genellikle 1-2 hafta sürer.

riskli yapı tescili, tapu şerhi, riskli yapı bildirimi

5. İtiraz Süreci

Malikler, riskli yapı tespitine itiraz edebilirler. İtiraz, Kentsel Dönüşüm Başkanlığı'na yapılır.

Komisyon İncelemesi: İtiraz, Başkanlık bünyesindeki itiraz komisyonu tarafından incelenir. Karar komisyon tarafından verilir.

Süre: İtiraz süreci genellikle 1-2 ay sürer.

riskli yapı itiraz, kentsel dönüşüm itiraz süreci, komisyon incelemesi

6. Yıkım Kararı ve Süreci

Riskli yapı tespitinin kesinleşmesinden sonra, maliklere yapının yıkılması gerektiği bildirilir.

Süre: Bildirim sonrası yapı yıkımının 60 gün içinde gerçekleştirilmesi gerekmektedir.

riskli yapı yıkım kararı, yıkım süreci, kentsel dönüşüm yıkım bildirimi

7. Tahliye ve Yıkım

Malikler ve kiracılar, yıkım öncesinde yapıyı tahliye eder. Yapı, maliklerin anlaşması doğrultusunda yıkılır.

Süre: Tahliye ve yıkım işlemleri toplamda 2-3 ay sürebilir.

tahliye süreci, riskli yapı yıkımı, kentsel dönüşüm tahliye

8. Yeniden Yapım ve İnşaat Süreci

Yeni yapı projesi hazırlanır ve ilgili belediyeden inşaat ruhsatı alınır. Yeni yapının inşaatı gerçekleştirilir.

Süre: İnşaat süreci projenin büyüklüğüne göre 1-2 yıl sürebilir.

yeniden yapım, inşaat ruhsatı, kentsel dönüşüm inşaat süreci

9. Finansal Destek ve Kredi Kullanımı

Malikler, Kentsel Dönüşüm Başkanlığı'ndan kentsel dönüşüm kredisi talep edebilirler.

Kredi Onayı ve Kullanımı: Kredi başvurusu değerlendirilir ve onaylanırsa kredi kullanımı başlar.

Süre: Kredi süreci genellikle 1-2 ay sürebilir.

kentsel dönüşüm kredisi, finansal destek, kredi başvurusu

10. Yeni Yapının Tapu İşlemleri

Yeni yapı tamamlandığında, tapu müdürlüğünde yeni tapu kayıtları yapılır.

Süre: Tapu işlemleri genellikle birkaç hafta sürer.

yeni yapı tapu işlemleri, tapu kaydı, kentsel dönüşüm tapu