Arabuluculuğun Olumlu Yönleri ve Dikkat Edilmesi Gereken Hususlar

Arabuluculuğun Olumlu Yönleri

Uyuşmazlığın çözümü için dostane uyuşmazlık çözüm yollarının ve özellikle arabuluculuğun seçilmesi, pek çok açıdan faydalı olabilecek ve olumlu sonuçlar doğurabilecektir.


Bununla birlikte, az sayıda olmakla birlikte bazı hâllerde tarafların arabuluculuktan beklenen faydayı elde etmeleri mümkün olmayabilir.

1.1 Arabuluculuğun Olumlu Yönleri

1.1.1 Menfaat ve İhtiyaç Odaklı Karşılıklı Kabul Edilmiş Bir Çözüm
Arabuluculukta uyuşmazlık, tarafların ihtiyaç ve menfaatleri temel alınarak, sulh yoluyla;
yani tarafların isteklerine uygun şekilde çözülmektedir. Yargısal yöntemlerde, herkes için geçerli genel ve soyut olan kanunların her olasılığı tahmin etmesi ve her somut olaya uygun çözümler sunması mümkün olamamaktadır. Arabuluculukta ise mevcut düzenleme ve usul ile bağlı olunmaması, taraflara kendilerine ve somut duruma özel çözüm üretme ve dolayısıyla tatmin olma imkânı sağlamaktadır. Bunun gibi gizlilik ve tarafsızlık ilkelerinin de etkisiyle, tarafların menfaat ve ihtiyaçlarına odaklanılabilmesi, tarafların kendisini daha iyi anlatabilmesi ve özellikle duygularını ifade edebilmesi mümkün olmaktadır. Böylelikle çözüm, tarafların ilişkisinin devamını sağlamakta ve yeni uyuşmazlıkların önüne geçmekte; genel olarak ise toplumsal barışın sağlanmasına yardımcı olmaktadır.

Zira taraflar memnun olmadıkları bir çözüm üzerinde anlaşmak mecburiyetinde değildir.Buradaki temel amaç, geçmişe odaklanıp uyuşmazlık nedeniyle zarar görenin tatmininden ziyade, ileriye odaklanıp her iki tarafın da mutlu olabileceği yeni bir gelecek oluşturabilmektir.

Menfaat ve ihtiyaç odaklı yaklaşım, aşağıda açıklandığı gibi masraftan ve zamandan
tasarruf sağlayacağı için taraflara uyuşmazlığın getireceği stresi de azaltmaktadır. Arabuluculuk sonunda yapılan anlaşmaların, gönüllü olarak yerine getirilme ve taraflar
arasındaki dostane ve sürekli ilişkileri koruma olasılığı daha yüksektir

[Hukuki ve Ticari Uyuşmazlıklarda Arabuluculuğun Belirli Yönlerine İlişkin 21 Mayıs 2008 Tarihli Avrupa Parlamentosu ve Konseyi Yönergesi (2008/52/EC)].

1.1.2 Zamandan Tasarruf

Ortada bir uyuşmazlık var ise doğru olan, bunun en kısa zamanda çözülmesidir. Sürecin uzaması, uyuşmazlığın büyümesine ve yayılmasına sebep olabilir. Bu açıdan arabuluculuk, oldukça avantajlı ve çok kısa sürede sonuçlanan bir yöntemdir. Zira bu dostane çözüm yolunda görüşmeler için gerekli olan süre, pek çok durumda genellikle bir gün veya daha kısadır. Özellikle aile uyuşmazlıkları gibi diğer bazı durumlarda, daha uzun sürelere ihtiyaç duyulabilmekle birlikte; her hâlde uyuşmazlığın arabuluculuk yoluyla çözülmesinde geçen süre, davaya göre son derece kısadır. Bu durum, uyuşmazlık çözümünde zamandan tasarruf sağlamaktadır. Ancak bunun için arabulucuların zamanı iyi yönetme becerisine sahip olmasının da rolü büyüktür.

1.1.3 Masraftan Tasarruf

Zamandan tasarruf edilen bir yöntem, masraftan tasarruf sonucunu kendiliğinden doğurmaktadır. Arabuluculuk, uyuşmazlığı en fazla haftalarla, günlerle ve hatta saatlerle basit bir şekilde çözmeyi hedeflediği için, ekonomik bir yöntemdir. Buna ilave olarak, arabuluculuk için yapılan masraflar ve maruz kalınan yıpranma, dava için yapılan masraf (yargılama giderleri) ve yıpranmaya göre son derece azdır.

Bu durumda, arabuluculuğun taraf maliyeti, davaya göre daha az olabilmektedir.

1.1.4 Kontrolün Taraflarda Olması

Arabuluculukta çözüm, her durumda tarafların kontrolündedir. Dolayısıyla, tarafların ne
beklemedikleri ne de kabul etmeyecekleri bir çözüm ile karşılaşmaları mümkündür. Zira iradilik ilkesi gereği taraf, sulhe ulaşma konusunda serbest iradeye sahiptir ve ancak kendisini tatmin edecek bir çözümü kabul edecektir. Bir başka ifade ile bir çözümü kabul edip etmeme veya çözüm konusunda anlaşılmışsa, bunun içerik ve şartları hakkında karar verme yetkisi, tamamen taraflara aittir. Yargılamada uyuşmazlık, hakem veya hâkim kararı ile sonuçlandığı için çözüm, genellikle bir tarafı ve bazı hâllerde her iki tarafı da tatmin etmemektedir.

Arabuluculukta ise kontrol tamamı ile taraflarda kalmaktadır. Bunun bir sonucu olarak tarafın, anlaşmayı ve şartlarını kendisi oluşturduğu için, bu anlaşmaya sadık kalma ihtimali artmaktadır.

1.1.5 Gizlilik

Gizlilik, arabuluculukta tarafların sürece ve sonuca duydukları güven bakımından önemli bir özelliktir. Bu nedenle, sürece başlama talebi dâhil olmak üzere, süreçte paylaşılan bilgiler ve hazırlanan belgeler ile öneri ve kabuller, daha sonra yargılamada kullanılamamaktadır.

Yani, bu bilgi ve belgeler, gizli tutulmaktadır. Gizlilik, tarafların uyuşmazlık konusunda daha rahat hareket etmesini sağlamaktadır.

Bununla birlikte, tarafların hâlihazırda elinde mevcut olan bilgi ve belgelerin arabuluculukta ortaya konulmaları, yargılamada ileri sürülmelerine engel değildir.

1.1.6 Dava Yükünün Azaltılması

Uyuşmazlıkların arabuluculuk yoluyla çözülmesi, yargının iş yükünü de doğal olarak azaltacaktır. Yargının iş yükünün azalması, hâkimlerin mevcut dosyalara daha fazla yoğunlaşabilmelerini sağlayacaktır. Birçok ülkede uyuşmazlıkların tahkim, arabuluculuk ve alternatif yollarla çözülmesi, bu nedenle teşvik edilmektedir.

Paylaş Facebook Twitter E-Mail Whatsapp