Birlikte Ölüm Karinesi ve Gaiblik

Birlikte Ölüm Karinesi ve Gaiblik

Ülkemizde yaşanan ve 10 ili kapsayan büyük deprem felaketinden sonra gündeme gelecek hukuki konulardan biri de miras meselesidir. Zira normal bir ölüm neticesindeki mirasın nasıl geçeceği bellidir. Ancak birden fazla kişinin öldüğü ancak hangisinin daha önce veya sonra öldüğünün tespit edilememesi durumunda “birlikte ölüm karinesi” ortaya çıkağından dolayı bununla ilgili miras geçişini ve bağlantılı olarak gaiblik konusunu ele alacağız.

Miras dediğimiz husus miras bırakan birisinin ölümü ile ortaya çıkar. Dolayısı ile ölüm durumu her zaman belirli olmayabilir. Türk Medeni Kanununda kişilik her ne kadar ölümle sona recek denilse de kişinin ne zaman ölmüş olarak kabul edileceği hususu düzenlenmemiştir. Bu bağlamda dolaşım, solunum ve sinir sistemlerine ilişkin fonksiyonların durması sonucu bir kişinin biyolojik olarak ölümü söz konusu olabileceği gibi beynin tamamının tüm fonksiyonlarının kalıcı, geri dönüşsüz şekilde kaybedilmesi halinde öldüğü tespit edilmiş olur.

Ölümün tarihinin önemi mirasçılık sırasını belirlemek bakımından öne çıkar. O bakımından önem arz etmektedir. Bir de ölüm halinin veya toplu ölümlerde ise ölüm sırasının açıkça tespit edilemediği haller vardır. Bir kişinin ölümüne kesin gözle bakılmayı gerektiren durumlar içinde kaybolması halinde, cesedi bulunamamış olsa bile o kişi ölmüş sayılır.

Yaklaşık 10 ilde büyük yıkımlara sebebiyet veren ve bir gün arayla yüksek şiddetli 2 depremin gerçekleşmesi sonucunda ailece ölümlerin gerçekleştiği bir çok ölüm vakıası gerçekleşti. İşte bu gibi durumlarda birden fazla kişinin öldüğü ancak hangisinin daha önce veya sonra öldüğünün tespit edilememesi durumunda “birlikte ölüm karinesi” ortaya çıkar. Birlikte ölüm karinesinde birden fazla kişinin aynı anda öldüğü varsayılır ve Birlikte ölüm karinesi dolayısıyla aynı anda öldükleri varsayılan kişiler birbirlerine mirasçı olamazlar. bu halde aynı anda öldükleri kabul edilir ve birbirlerine mirasçı olamazlar. Miras doğrudan kendi kan hısımlarına intikal eder.

Böyle bir durumda ilgili kişilerin miras hukukuna ilişkin işlemleri yapabilmeleri için önce mahkemeye müracaat ederek kişinin ölmüş olduğunun tespiti taleple dava açmaları gerekir. Ayrıca bu duruma benzer bir hukuki konu da gaiblik meselesidir.

Gaipliğin 5 temel şartı söz konusudur. Bunlar;

1)“Medeni Kanunun aradığı olaylardan birinin mevcut olması”,

2) “Belirli bir sürenin geçmiş olması”,

3)“Ölümün kuvvetle muhtemel görünmesi”,

4)“ilgililerin talepte bulunması”, son olarak ise

5) “mahkemenin gaipliğe karar vermesi” dir.

İlgililer talepte bulunmadan hâkim kendiliğinden gaipliğe karar veremez. Bir mahkeme bir kişinin gaibliğine karar verirse o durumda miras bakımından ölüme bağlı sonuçlar meydana gelir. Hem de bu ölüme bağlı sonuçlar, kişiden son haberin alındığı gün baz alınarak geçmişe etkili de gerçekleşebilir. Ölüme bağlı sonuçlar bakımından hakkında gaiplik kararı verilen kişinin her zaman ortaya çıkma olasılığını öngörülerek, gaibin veya üstün hak sahiplerinin bir gün ortaya çıkması ihtimaline binaen mirasın mirasçılara bir güvence ile teslim edilmesi gerekir. Bu yasa gereğidir. Gaibin sağ olarak ortaya çıkması halinde, “mirasçıları”, varsa “gaib tarafından lehine mal vasiyet olunan kişi” veya intifa hakkı sahibi aldıklarını geri vermekle yükümlüdür. Gaipliğine karar verilen bir kimseden miras elde edenin durumu, olası bozucu şarta bağlı bir kazanmadır. Gaip, dönecek olursa ve ne zaman geri dönerse dönsün, böyle bir halde, mirasçı veya “gaib tarafından lehine mal vasiyet olunan kişinin hakkı düşer ve kazanılmış mallar geri verilir. Yaşayıp yaşamadığı belirsiz olan ve malları on seneden beri mahkemece idare edilen veya mallarının mahkemece idare edilme süresi on seneden az olmamak kaydı ile yüz yaşını ikmal etmiş olan kimsenin de gaipliğine hükmedilebilir. Ancak bunun için de hazinenin talepte bulunması gerekir.

Mirasın geçmesi için, gaiplik kararının alınmış olması şarttır. Ancak gaiplik kararının sonuçları, gaipten son haber alma tarihinden itibaren hüküm doğurur. Gaibin ölüm tarihi sonradan tespit edilirse, mirasın açılma tarihi, son haber alma tarihi değil, kişinin öldüğü gün itibariyle geçerli olacaktır. Zira bu tarihin önemi ise başka mirasçılık sırasını belirlemek için önem arz edecektir.

Uzun zamandan beri haber alamamak sebebiyle gaipliğe hükmedilmiş olması halinde, on beş yıl müddetle teminat göstermek yükümlülüğü vardır. Ancak bu teminat verildikten sonra, miras taksim edilebilir ve mirasçılar kendilerine düşen hisseleri alabilirler.

Gaibin yüz yaşına varmış olması halinde, teminat süresi ve yükümlülüğü biter. Bunun sebebi, bu kadar ileri bir yaşa ulaşmış bulunan, üstelik de gaip olan bir kimsenin ölmüş bulunmasının kuvvetle muhtemel olmasıdır.

Gaiblik kararında süre : Gaiplik kararının talep edilebilmesi için, kaybolan kendisinden haber alınamayan kişinin olası ölüm tehlikesinin üzerinden en az bir yıl veya son haber tarihinin üzerinden en az beş yıl geçmiş olması gerekir.

4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 32. maddesi şu şekildedir.

"Ölüm tehlikesi içinde kaybolan veya kendisinden uzun zamandan beri haber alınamayan bir kimsenin ölümü hakkında kuvvetli olasılık varsa, hakları bu ölüme bağlı olanların başvurusu üzerine, mahkeme bu kişinin gaipliğine karar verileceğini, aynı Kanunun 33. maddesinde ölüm tehlikesinin üzerinden en az bir yıl veya son haber tarihinin üzerinden en az beş yıl geçmiş olması ve mahkemece, gaipliğine karar verilecek kişi hakkında bilgisi bulunan kimselerin belirli bir sürede bilgi vermeleri için usulüne göre yapılan ilanla çağırılması ve bu sürenin ilk ilanın yapıldığı günden başlayarak en az altı ay olduğunu hükme bağlamıştır.

Gaiblik davasında yetkili ve görevli mahkeme :

Hukuk Muhakemeleri Kanunu genel hükümlerinde “aksi yönde bir hüküm bulunmadığı takdirde tüm çekişmesiz yargı işlerinin Sulh Hukuk Mahkemeleri eliyle yürütüleceği” düzenlenmiş olduğundan dolayı ve gaiplik kararının ise doğal olarak çekişmesiz yargı işi olması münasebetiyle gaiplik kararında görevli mahkeme sulh hukuk mahkemesidir. Kişinin Gaiblik konusunda bir sorun da gaiblikte yetkili mahkemenin tespitidir. Gaiblikte yetkili mahkeme gaibin Türkiye’deki son yerleşim yeri mahkemesidir. Şayet Kişi, Türkiye’ye hiç yerleşmemişse, nüfus sicilinde kayıtlı olduğu yer mahkemesi, eğer o da yoksa gaibin annesi ya da babasının bulunduğu yer mahkemesi yetkili mahkemedir.

Paylaş Facebook Twitter E-Mail Whatsapp